BASIN

ARAP BASINI

Hanak ÇPAL Dergisi

HANAK ÇPAL DERGİSİ hanak çpl

Categories: BASIN | Yorum bırakın

ישראל תושמד בהמוניהםوسيتم تدمير إسرائيل بشكل جماعي بإذن الله

images

Yahudilerin bir hadis-i şerifte yer alan değerlendirmeden korkup İsrail’in her yanına aynı ağaçtan dikme gayreti içinde olduğunu biliyor muydunuz? İşte o hadis-i şerif…

Ortadoğu’daki gelişmeleri yakından izleyen, başta İsrail olmak üzere bölge ülkelerine sık sık gelip giden ve bu coğrafyanın tarihsel sürecine ilişkin çok sayıda yayını bulunan tarih profesörü bir dostum bana önceki gün; “Yahudiler İsrail’de en çok hangi ağacı dikiyorlar ve bunun sebebi nedir biliyor musunuz?” diye sordu.

Kendisine, özellikle tarım konusunda İsraillilerin dünyanın en önemli araştırmalarına imza attıklarını biliyorum ama bir ağaca karşı özel ilgileri olup olmadığı konusunda bilgi sahibi değilim dedim. İsrail’e de şimdiye kadar hiç gitmediğimi söyledim. Kısacası sorunun cevabı bende yoktu.

Verdiği cevap çok ilginç oldu. Yahudilerin İsrail’de en çok diktikleri ağacın gargat ağacı olduğunu, bunun nedeninin ise bir hadis- i şeriften kaynaklandığını söyledi. “Yahudiler hadis-i şeriflere itibar ediyorlar mı ki” dedim. Etmiyorlar ama yine de içleri rahat değil. Tedbiren de olsa yine de bu ağacı dikmekten geri kalmıyorlar dedi. Sonra Peygamber Efendimizin konuyla ilgili bir hadis-i şerifini okudu.

Tarihçi dostumun yanından ayrıldıktan sonra bu hadis-i şerifi kaynaklarıyla birlikte sizlerle paylaşmak üzere kütüphanemdeki kitaplardan aradım buldum.

İlginçtir, hadis-i şerif daha çok kıyamet alametlerinin zikredildiği bölümlerde geçiyor. Kaynaklarda kıyamet alametleri sıralanırken, fitnenin artması, Yahudilerin Müslümanlara yönelik taşkınlık ve zulmü inanılmaz boyutlara varınca, sabır sınırı taşıp artık bu zulme bir durdemek isteyen Müslümanların kendilerini bulup cezalandırmasından çekinen Yahudilerin bulabildikleri her yere kaçıp saklanacağından söz ediliyor.

Hadis-i Şerif’te, Yahudilerin taşların ve ağaçların bile arkasına saklanacağı, buna karşın Gargat ağacından başka bütün taş ve ağaçların: “Ey Müslüman, Ey Allahın kulu, Yahudi arkamdadır, gel onu öldür” diyeceği ifade ediliyor. (Buhârî, Tecrid, IX, 73; Tirmizî, Birr, 25; Fiten, 2; et-Tâc, I, 25).

Bahsi geçen hadis-i şerif Sahih-i Müslim’de; “Öyle ki Yahudiler taşların ve ağaçların arkasına saklanacak ama ağaç ve taş dile gelerek ‘Ya Müslim! Ey Allah (c.c.) kulu! Gel, bakbenim arkamda Yahudi var, buraya gizlendi, benim arkamda, gel onu cezalandır. diyecek. Sadece ‘gargat’ ağacı bunu söylemeyecek çünkü o Yahudi ağacıdır” buyuruluyor. (Kitab-ul Fiten H. 2239).

Bu kadar yalın bir gerçeklikle ifade edilen hadis-i şerif üzerinde ayrıca bir yorumda bulunma ihtiyacı duymuyorum. Her şey gayet açık ortada…

Fakat izniniz olursa Gazze’de yaşanan son vahşet görüntülerinden de yola çıkarak hadis-i şerifin son cümlesinin altını bir kez daha çizmek istiyorum. Ne buyuruyor Peygamber Efendimiz; “Ağaç ve taş dile gelerek, Ey Müslüman, gel, bak benim arkamda Yahudi var, buraya gizlendi, benim arkamda, gel onu cezalandır” diyecek.

Demek ki Yahudilerin artık haddi iyice aşmış zulmüne tanıklık etmek ağaçların ve taşların bile deyim yerindeyse canına öyle bir tak edecek ki, sabırları taşacak ve ihbarda bulunmak üzere dile gelecekler.

Hadis-i Şerif temel kaynaklarda böyle geçiyor. Birileri rahatsız olacak diye lafı eğip bükecek değiliz. Peygamber Efendimiz söylüyorsa El Hak doğrudur.

Nitekim Yahudiler de yaptıkları işin sonunun nereye varacağını ve tarihteki örneklerinde de görüldüğü gibi hep böyle sürüp gitmesinin mümkün olmayacağının az da olsa farkında olmalılar ki, hadis-i şerifte “sadece o ağaç söylemeyecek” denilen gargat ağacını tarih profesörünün tespitiyle ülkenin her yanına dikmekten geri kalmıyorlar. İsrailliler her yana bu ağaçtan dikeceklerine zulme son verseler daha iyi olur. O zaman muhakkak ki daha güvende olacaklardır. Bu iş hep böyle gitmez. Tarih bunun örnekleriyle dolu.

Tüm dünya tepkili…

Siz bakmayın İsrail’in Gazze’de yaptığı katliamların sadece İslam dünyasında tepki oluşturmuş gibi bir görüntü ortaya koyduğuna… İsrail’in yıllar yılı bölgede uyguladığı ölçüsüz şiddet ve tarih boyu yapıp edegeldikleri fenalıklar tüm dünya ülkelerinde gizliden gizliye öylesine derin bir nefretin oluşmasına zemin hazırladı ki, yabancılarla konu üzerinde biraz konuşmaya başladığınızda hemen fark ediyorsunuz bunu. Kaldı ki dinsel öğretileri ve tarihsel tecrübeleri de buna uygun. Yahudilerin günümüzdeki tutum ve davranışları da bu acıları tazeleyecek türden. Burada ayıplanacak olan durum nefret duymak değil, nefrete neden olacak eylem ve davranışlara göstere göstere zemin hazırlamamaktır.

Dünyanın önde gelen medya kuruluşları ve ajansları büyük ölçüde Yahudi sermayesinin kontrolünde olduğu için, hükümetler aleyhlerine kampanya yürütülmesin, yıpratılmasınlar diye tepki göstermekte tutuk davranıyorlar. Kısacası, dünyanın gözleri önünde cereyan eden zulme karşı dünya kamuoyunda oluşan nefret henüz kitle iletişim araçları vasıtasıyla beklendiği ölçüde dillendirilmeye başlanmadı. Fanusun kapağı bir açılmaya görsün, dalga hızla büyüyecek ve zulme karşı kitlelerde oluşan nefret daha rahat gözlemlenebilecektir. Kaldı ki bu tür açık bir zulme karşı tepkili olmak için din olarak sadece İslam’a mensup olmak gerekmiyor. İnsanlık duygularını kaybetmemek yeterlidir.
Yazının başında yer verdiğimiz hadis-i şerifin vermek istediği mesajı, Gazze’de yaşanan vahşet karşısında ruhlarda oluşan kabarmayı hissedince daha rahat algılayabiliyoruz. Savaşın bile adabı vardır. Bu kadar mı gaddar olur bir insan?

kafir-amerika-israil-alcak-feto

Başbakan Erdoğan’ın dün Antalya’da yaptığı şu açıklama önemlidir: “Zulüm ile abat olunmaz. Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste. Şu anda İsrail ne yazık ki orantısız güç kullanımıyla bir insanlık dramına imza atmıştır. Bu insanlık dramı inanıyorum ki İsrail’i kendi içinde birçok sıkıntılara mahkûm edecektir. Er veya geç hak egemen olur. Zira o bombaların altında ölen çocukların ahı yerde kalmayacaktır, o savunmasız kadınların, annelerin ahı yerde kalmayacaktır, o gözyaşları yerde kalmayacaktır. Bu gidiş gidiş değil. Er veya geç hak egemen olur.”
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in, İsrail’in yaptığını anlatmak için katliam ve vahşet kelimeleri yeterli kalmaz sözleri ve “İsrail’in bu tahrikleri sürdükçe terörle mücadelede başarılı olmak mümkün değildir” tespiti de fevkalade önemlidir.

Bombalar altında bile tevekkül hissini kaybetmeyen ve yılgınlığa düşmediğini tüm dünyaya gösteren bir avuç Filistinlinin cesaretinin onda biri BM Güvenlik Konseyi üyelerinde olsa dünyadaki barış ortamı çok daha farklı olurdu. İsrail ürettiği korkularla dünyanın iradesini bloke ediyor. Sizden ve tehditlerinizden korkmuyoruz diyecek Selahattin Eyyubi yürekli 3-5 devlet adamına ihtiyaç var.

Yazımızı İsra süresinden konuyla ilgili bir ayetle sonlandıralım:

“Kitapta İsrailoğulları’na şu hükmü verdik: “Muhakkak siz yer(yüzün) de iki defa (iktidar olup) bozgunculuk çıkaracaksınız ve muhakkak büyük bir kibirleniş-yükselişle kibirlenecek-yükseleceksiniz. Ve nitekim o iki vaadden ilkinin zamanı geldiğinde, son derece zorlu ve güçlü kullarımızı üzerinize gönderdik de (sizi) evlerin aralarına kadar girip araştırdılar. Bu, yerine getirilmesi gereken bir sözdü ve gerçekleşti” (İsra, 4-5)

Not: Filistin devletinin stratejisi ne olmalı? Dünyanın desteği nasıl sağlanabilir konusunda en güzel yazıyı geçen hafta Prof. Dr. Nevzat Tarhan kaleme almıştı. Gözden kaçıranlar bakabilirler. (İlgili link: Hamas, Aliya gibi hareket etmeli)

Categories: BASIN, YAZILAR | Yorum bırakın

MART AYI GÜZEL YAZILAR

Biz Osmanlı Torunuyuz Ey Dünya

Dertsiz İnsan

Dikkatli Olmanın Gerektiği Anlar

Dînî Çizgi Filmlerdeki Yanlışlar

Dörtbin Hadîs-İ Şerif’in Özü

Ebu-l Hasan-il Harakani Hz.

Eğitim Yılı Başlarken

Pes Etmemek

Sabah Namazı

Üstaza Uzatılan El Başkasına Verilmez

RESİM

Categories: ÖĞRETMEN DÖKÜMANLARI, BASIN | Yorum bırakın

UMREYE 22 OCAK 2015’TE UÇAĞIMIZ KALKIYOR

http://www.hizmetturizm.com.tr/umre/

fe06ec0e32db866

15 TATİLDE UMREYE GİTME İMKANI HANAK’TAN TAA MEDİNE’YE MEKKEYE… VE MUKADDES MEKANLARA HANAK’IN EN UZAK BİR YERİNDEN KARAKALE SURMAL AHAŞEN OĞUZYOLU GÜGÜBE SEVİMLİ ÇAT GİBİ UZAK YERLERDEN UMRE ADAYLARINI ALIYORUZ VE MEDİNE’YE UÇURUYORUZ… BU HEYECANI YAŞAMAK İSTEYENLERE BU MÜJDEYİ DUYURMAKTAN ONUR GURUR DUYUYORUZ. İRTİBAT: 0537 504 90 48 VEYA 505 733 24 30
mescid-i haram2

Categories: BASIN | Yorum bırakın

ARDAHAN HANAKTA MÜFTÜLÜĞÜN KERMESİ

Categories: BASIN | Yorum bırakın

ARDAHAN VE HANAK’TAN MEDİNE-İ MÜNEVVERE’YE GİTME FIRSATI

hac-kabe-seytan-taslama-muzdelife-arafat-haci-kafile-mekke-arabistan-ihram-medine-uhud-hira-101Mart ayı itibari ile Ardahan’dan, Hanak’tan Medine-i Münevvere’ye gitmek isteyene o güzel mukaddes mekanları ziyaret etmek isteye çok güzel fırsatlar var… Bu fırsatlar her zaman olmuyor belki yılda bir kere oluyor… Ayrıntılı bilgiler için 0505 733 24 30 numaralı telefonu arayabilirsiniz. Erzurum’dan direkt Medine-i Münevvere’ye gidecek olan bu uçakta sizleri görme bizi ziyadesiyle memnun edecektir. Daha geniş bilgi için http://www.hizmetturzm.com adresine baş vurabilirsiniz medine022

Categories: BASIN | Yorum bırakın

işte dini yozlaştırma hareketlerinden bir kesit

Categories: BASIN | Yorum bırakın

Babamın kafasına Kur’an-ı Kerim’i vurdu.Ne okutuyorsun dedi!!!

Categories: Allah Bu Millete Tekrar İstiklal Marşı Yazdırmasın!, BASIN | Yorum bırakın

Maddi ve Manevi Değerlerimize Sahip Çıkalım

Atayurta Medine-i Münevvereden değerli iki arap öğretmen turist geldi. Aslında turist demeyeceğim onlar daha farklı ve daha özel. Peygamberimiz sav’in o güzide şehrinden gelmişlerdi ve ikisi de eğitimciydi.  Biri Nebil Süliman  Medine-i Münevvere Teknik Enstütüsü’nde Bilgisayar Mühendisi ve diğeri İngilizce Öğretim elemanı Üniversitede. Başdurak Yurdun’nda namazlarını kıldılar. O güzel Türk çorbasından ve Türk çayından ikram etti Kurs hocalarımız. Biraz hasbihalden sonra santa harabeleri ne gittik oradan santa deresine indik derede o soğuk pınardan içtik mest oldular o doğa harikası güzelliklerin seyrine doyamadılar. Zurnacili’ye geçtik. Hayvanların koşuşunu gördük biraz süt içmek istediler ama teyzemnin birinden rizca ettiğimde yok sabah makineye vuruyoruz dedi ama bizi de boş çevirmedi sağ olsun. Hafiften birazcık katı ayran ikram etti teyze. Onlarla beraber içtik o güzel ayranı… yalnız bu eşsiz doğa güzelliğinin yanında bir eksik yok değildi. Lavabo imkanı sınırlı idi…

Nerde bir manzara görüyorlarsa çekiyorlar bir su bir pınar bir şelale bir güzel çiçek ağaçlar bol bol bitkiler… böğürtlenler ve daha nice güzellikler Müsafirler şunu vurguluyorlardı “Sizin buralar cennet gibi nimetine şükredeceğiniz güzelliklerle dolu…

Categories: BASIN | Yorum bırakın

Din-i Celil-i İslam’dan Zerdüştlük’e Rucu (İrtica)

Categories: BASIN, VİDEOLAR | Yorum bırakın

Hristiyan Dünyası Şokta-Domuz Gerçeği

Categories: BASIN, DİNİ FİLM VE BELGESEL, VİDEOLAR | Yorum bırakın

yorumsuz

Categories: BASIN | Yorum bırakın

k.kerim okumak için harika bir adres

Kuran okumak için çok güzel bir adres…
buraya değil sağ köşedeki bu resme tıklayıp kur’an seç ..
Kura’an seçin hatminizi devam ettirin, okuyun araştırın inceleyin…

Categories: BASIN | Yorum bırakın

peygamberimiz (sav)’in soy ağacı

Babası Abdullah , Annesi Amine Hatundur.

ZEVCELERİ;

Hatice ,Aişe ,Hafsa, Zeynep binti Caşh , Ümmü Seleme , Safiyye , Ümmü Habibe, Meymune , Sevde ve Cüveyriye (r a), Mariye

ÇOCUKLARI;

Kasım , Zeynep , Rukiye, Ümmü Gülsüm , Fatıma , Abdullah ve İbrahim , ( İbrahim hariç hepsi Hz Hatice r a nındır. İbrahim ra. Hz.Mariye validemizdendir.

AMCALARI;

Hz Hamza , Abbas , Ebu Talib , (adı Abdü menaftır) Ebu Leheb (adı Abdüluzza dır) Zubeyr, Abdulkabe , Muvakım , Dırar , Kusem , Muğıre , (lakabı : Haceldir ) Gaydak (adı Musabdır _ Nevfel olduğuda söylenmiştir) Avvam . { bunlardan yanalız Hamza ve Hz Abbas( r a ) Müslüman olmuştur.}[Amcalarının en yaşlısı Haris , en küçüğü Hz Abbas (r a) dır]

HALALARI ;

Safiyye, (Zübeyr Bin Avvam’ın annesidir) Atike , Berra , Erva , Ümeyme , Ümmü Hakim el Beyza {bunlardan Safiyye ve Erva Müslüman olmuştur.}

TEYZELERİ ;

Erva, Berre , Ümeyye , Ümmü Hakim ,

ANNEANNESİ;

Abdul Uzza kızı Berre , Berrenin annesi Esed kızı Ümmü Habib onun annesi de Avf kızı Berre dir. Böylece soy ağacı uzar gider.

BABAANNESİ;

Amr kızı Fatma dır . Amr babası Aid , Aidin babası İmran , onun ki de Mahzundur.

Böylece soy ağacı gider.

Bütün kaynakların ittifakla belirttikleri, Kâinatın Efendisinin yirminci dedesine kadar uzanan neseb silsilesi de şöyledir:

“Muhammed (a.s.m.), Abdullah, Abdülmuttalib (asıl ismi Şeybe), Hâşim, Abd-i Menâf (Muğîre), Kusay, Kilab, Mürre, Kâb, Lüeyy, Galib, Fihr (Kureyş), Mâlik, Nadr, Kinâne, Huzeyme, Müdrike (Amir), İlyas, Mudar, Nizar, Maad, Adnan.” 1
Annesinin nesebi de şöyledir: Vehb, Abdümenâf, Zühre, Kilâb, Mürre… Görüldüğü üzere her iki tarafın nesebi Kilâb’da birleşmektedir.

İşte, Fahr-i Kâinat Efendimizin büyük dedeleri bu zâtlardı. Herbirinin zürriyeti çoğalmış ve herbiri pekçok cemaatların reisi ve birçok kabile ve aşîretlerin dedesi ve babası olmuşlardır.
Ancak, ne vakit birinin iki oğlu olsa veya bir kabile iki kola ayrılsa, sevgili Peygamberimiz (s.a.v.)in soyu en şerefli ve en hayırlı olan tarafta bulunur ve her asırda onun büyük dedesi kim ise, yüzünde parlayan müstesnâ nûrdan bilinirdi.
Yirminci Dededen Sonraki Neseb Çizgisi
Neseb âlimlerince, Peygamber Efendimizin yirminci dedesi olan Adnan’ın Hz. İbrâhim’in neslinden olduğu ittifakla kabul edilmektedir. Adnan ile İbrâhim (a.s.) arasında uzun bir zaman mesafesi vardır. Bir kısım neseb âlimleri arada kırk batın (göbek) bulunduğunu belirtirler. Buna göre aradaki zaman biriminin ne kadar uzun olduğunu az çok tasavvur etmek mümkündür.

Bu sebeple, Resûl-i Ekrem Efendimizin yirminci dedesi Adnan’dan Hz. İbrâhim’e kadar olan ikinci kademe neseb silsilesi, basamak basamak tesbit edilememiştir. Bazı neseb âlimleri Peygamber Efendimizin nesebini yedi, bazısı da dokuz göbekte Hz. İsmâil’e bağlarlar. Bu, haliyle arada birçok basamakların atlandığını ortaya koyar.
Adnan’dan Hz. İbrâhim’e Kadar Olan Nesep Çizgisi
Bazı âlimler, Peygamber Efendimizin, Adnan’dan Hz. İbrâhim’e kadar olan ikinci kademe neseb silsilesini şöyle sıralarlar:
Adnan, Udd (veya Udad), Mukavvim, Nahur (veya Sârih), Teyrah, Ya’rub, Yeşcub, Nabit, İsmâil (a.s.), İbrâhim (a.s.)
Ayrıca, İbn-i İshâk, bundan sonra da, Resûl-i Ekrem Efendimizin neseb silsilesini tâ Âdem’e (a.s.) kadar götürür. Ancak belirtelim ki, diğer kaynaklar bu silsile üzerinde ittifak etmiş değillerdir.

1. Sîre, 1/1-3; Tabakât, 1/55-56; Ensâbü’l-Eşraf, 1012 vd; Taberî, 2/172-180
Kainat’ ın Efendisi (ASM), Salih Suruç

Categories: BASIN, DİNİ MAKALELER | Yorum bırakın

14 ŞUBAT SAÇMALIĞI

14 ŞUBAT SAÇMALIĞI
Evet herkesce malum sevgililer günü denilen biri gün var.. Ortadoks hiristiyanlarla alakalı bir gün , rahip valentinmidir ne nanedir
onun günü diye kutlanan bir gün, ehli müslimle hiç bir alakası olmayan ehli küfürle alakalı bir gün…
Bu son zamanlarda ülkemizde ve bi çok müslüman çoğrafyasında yayılan bir musibet , arabistanda bugune has kırmızı gül satışı yasaklandı , malezyada bu günü kutlamak haramdir diye fetva verildi , gelelim %90 ı musluman denilen ulkemizde ne oldu , yanılmıyorsam 2 tane ilahiyat profosörü kutlama yapmanın doğru olmadığını söylüyolar , bugün çıkın sokaklarda adı müslüman olan bi dünya insan ellerinde kırmızı güllerle ,rahip bilmem ne gününü eşlerine , kırmızı gül vererek kutluyolar , birileri msj çeker bilmem ne olur , sanki memleketimizdeki dini bayramlardan biri …
Bunun kabahati kimde hutbelerde v.s yerlerde bunu anlatmıyolarki , zaten anlatamaz,imam bile eşine hediye alabiliyor o konuma gelmiş , nedir bunları kimse önemsemiyor ne olurki sanki , o gün hediye alsak ,herşeyi hafife alıyolar neden se..Rabbim şuur versin , hidayet nasibeylesin cümle ümmete… pekala müslüman bu valentine gününü kutlatabilirmi , veya caizmidir kesinlikle caiz deildir , hadisi şerifte efendimiz (sav) kim kime benzerse onlardandır buyuruyor yine efendimiz(sav)
Hiç şüphesiz siz, kendinizden önceki milletlerin yoluna adım adım, karış karış, tıpatıp uyacaksınız. Öyle ki onlar keler deliğine girseler,siz de girmeye kalkışacaksınız.” Bunun üzerine sahabe Rasulullah’a Hıristiyan veya Yahudileri ima edip etmediğini sorunca,
Rasulullah (sav) da sesini yükselterek ya kim olacaktı? diye cevap vermiştir. Buhari..
Müslümanların İslam dışı diğer bayramları kutlaması, bunlara iştirak etmesi ve Allah’ın bildirdiği gerçekleri yalanlayan veya onlara uymayan düşüncelerin ürünü olan fiillerin kutlama günlerini Müslümanların da Bayram olarak kabul etmesi, küfre destek olmaktan başka bir manâ ifade etmez. İslâm dışı tek ve çok ilahlı dinlerin törenlerine iştirak etmenin, dinî merasimlerinden bir şeye uygunluk göstermenin imanı bozan boyuttan arz edeceği haber verilir
”(el-Fetâva el-Hindiye)
Şerife Şevval Kardelen; yukarikayalar.wordpress.com

Categories: BASIN, DİNİ MAKALELER | Yorum bırakın

Fransa’nın Türkiye düşmanlığı

Fransa’nın Türkiye düşmanlığı

Uploaded with ilyas demirci

Zamanında Kanuni Sultan Süleyman Han Fransa Kralını esaretten kurtarmakla kalmadı, Fransa’yı da işgal edilmekten kurtardı. Osmanlının bu desteği olmasaydı Avrupa’da çok sayıda devlet gibi Fransa da günümüzde ancak tarih kitaplarında olacaktı. Ancak ne yazık ki, Fransa minnet duygusu yerine aşağılık kompleksi ile tarih boyunca Osmanlının ve Türkiye’nin düşmanı oldu.
Fransa Parlamentosunda ve senatoda son derece az oy ile kabul edilen inkâr tasarısı kendini inkâr mahiyetindedir. Düşünce özgürlüğü ayaklar altına alınmıştır. Aslında Fransa, Ermenileri kullanmıştır. Ermeni aydınları bunu anlayacak şuurda değildirler.
Seçilme ihtimali çok zayıf olan Sarkozy giderayak Türkiye’ye kin ve düşmanlığını kusmuştur. Fransa ve Almanya’nın nihai hedefleri Türkiye’nin AB üyesi olmasını önlemektir. Ermenilerle ilgili tasarı sadece bahanedir. Fransa’nın ileride çok zor günler geçireceğini tahmin ediyorum.
Fransız Senatosu Kanunlar Komisyonu 1915 olaylarına dair Ermeni iddialarının inkârını suç sayan yasa teklifini “anayasaya aykırı” olduğu gerekçesiyle senatoda görüşülmemesi yönündeki değişiklik önergesini 9’a karşı 29 oyla kabul etti. Oylamada 8 kişi de çekimser kaldı.
Fransız hükümetine yakınlığıyla bilinen Cezayir Başbakanı, 2010 yılında 152 milletvekilinin verdiği 1830-1962 yılları arasındaki Fransız sömürge döneminin sorumlularının yargılanmasını talep eden bir yasa teklifinin mecliste kabul edilmesini engellemiştir. Cezayir Başbakanı Ahmet Uyahya, liberal, cunta yanlısı ve Fransa uşağıdır. Fransa Cezayir’de 1830-1962 arasında 5.5 milyon Cezayirliyi şehid etti. 1.5 milyonu 1992 öncesi devrimde katledildi.
Fransa’da Ermeni sayısı 350 bin, Türk sayısı 560 bindir (130 bini Fransa vatandaşı). Sarkozy oy almanın ötesinde Türk ve Erdoğan düşmanıdır. Ermeni meselesini dünyaya hatırlatmak ve bu arada Türkiye’nin bölgesel güç olmasını önlemek istemektedir. Dahası Fransa’nın Libya’da liderlik üstlenme arzusunda ve Suriye’de aktif rol oynamak sevdasında ve de Orta Doğu’da etkin bir güç olma arayışındadır. Bu işte Ermeniler taşerondur.
Fransa’da işsizlik yüzde 9.3 ile son 12 yılın en yüksek rakamındadır. Sarkozy 3 ay önce Fransa’nın notu düşerse ölürüm demiş idi. Fransa’nın notu +++’dan ++’ya düşmüştür. Muhalefete göre ülke itibarını kaybetmiştir. Sarkozy’nin “Soykırımı inkâr” tasarısını AB’ye yayma teklifine AB parlamentosu ilgi göstermedi. Avrupa’daki 5 milyon Türk, Fransız malı kullanmama kararı aldı. Aynı karar Balkanlarda yaşayan Müslümanlar tarafından da alındı… WRİTTEN BY M.NECATİ ÖZFATURA

Categories: BASIN, DİNİ MAKALELER | Yorum bırakın

SURİYE’DEKİ MÜSLÜMANLAR İÇİN DUA EDELİM

Uploaded with ImageShack.us
İkinci Humus Katliamı

Zalim Esad rejimi mübarek Mevlid Kandili gecesi ve ertesi, Humus’ta uçak ve tanklarla camileri bombaladı. Mart 2011’den bu yana en büyük katliamı yaptı. Son saldırıda ölenlerin sayısı 350, yaralıların sayısı 1500’den fazladır. Ölenler ve yaralananlar arasında kadın ve çocukların sayısı çok fazladır. Esad’ın zalim babası da 30 yıl önce aynı tarihte (Şubat 1982’de) Humus’ta 20 bin (bazı belgelere göre 40 bin) kişiyi katletmişti.
Dünya kamuoyunun, Müslüman ülke ve Müslümanların tepkisine kulaklarını tıkayan Baas+Nusayri rejimi bu katliam ile kendi sonunu dinamitlemiştir. Ölenlerin cenazeleri sokaklara sığmamıştır.
Berlin, Atina, Mısır, Ürdün ve Katar’da Suriye büyükelçilik binalarına saldırıldı. Ankara ve İstanbul’da Suriye’nin büyükelçilik ve konsolosluk binaları önünde protesto eylemleri yapılmıştır. Tunus ise Suriye büyükelçisini ülkesinden kovmuştur. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde Suriye’deki şiddetin derhal sona ermesi çağrısında bulunan ve Suriye rejimi tarafından yapılan insan hakları ihlalleri karar tasarısına 15 üyeden 13’ü evet derken Rusya ve Çin veto etmiştir. Her iki ülke de Suriye’ye silah satmaktadır. Ayrıca Rusya Suriye’de deniz üssü kurma hazırlığındadır.

Uploaded with ImageShack.us
Bu arada en az 1000 PKK’lı Esad ordusu ile yan yana sivil halkı katletmektedir. Gitmesi ve devrilmesi an meselesi olan Esad rejiminin gözünü kan bürümüştür. Obama “Esad, iktidarı derhal bıraksın” derken, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton; “Ne olacağını biliyorum. Daha fazla kan akacak. Aileleri öldürülenler daha fazla direniş gösterecek ve büyük bir ihtimalle iç savaş çıkacak” demiştir.
Rüsten’deki askerî birlik, “Özgür Suriye Ordusu” saflarına geçmiştir. Tunus, Mısır ve Fas’tan sonra seçimin galibi “Müslüman Kardeşler” oldu. Esad rejimi katliamı Halidiye semtinde yapmıştır. Eshab-ı kiramın komutan ve büyüklerinden Halid bin Velid’in (Radıyallahü anh) kabri Humus’un bu semtindedir.
Mart 2011’den bu yana Suriye’de ölenlerin sayısı 10 bin civarında, kayıp sayısı 17 bin civarındadır. Tutuklananlar ise 5 bindir. Humus gibi Şam’da da katliam yapılmış hatta bazı kentlerde toplu katliam yapılmıştır. Münih’teki güvenlik zirvesinde Batılı liderler Suriye’de Esad’a karşı ortak tavır istemiştir.
New York’ta Clinton ile Davutoğlu Suriye’ye uluslararası bir müdahaleyi de içeren yeni bir tasarı için uzlaştı. written by Mustafa Necati ÖZFATURA

Categories: BASIN, DİNİ MAKALELER | Yorum bırakın

BAŞÖRTÜSÜ YASAĞI NEREDEN GELİYOR HERKES ÖĞRENSİN..!.

Categories: BASIN, DİNİ MAKALELER, VİDEOLAR | Yorum bırakın

BATININ NİYETİ BELLİ

Categories: BASIN, İNGİLİZCE | Yorum bırakın

Muhteşem Yüzyıl Adlı Rezalet Diziye Tokat Gibi Cevap — Prof. Ahmet Akgündüz

Categories: BASIN, DİNİ FİLM VE BELGESEL, VİDEOLAR | Yorum bırakın

WordPress.com'da Blog Oluşturun.